Hellö.
1 ve 3 yaşımdan sonra ilk kez uçağa bindim. Gülmeyin. 1 ve 3
yaşımdan pek birşey hatırlamadığımı varsayarsak, ilk binişim de diyebiliriz.
Hem de tek başıma. Minik bir İzmir turu yapmaya heveslenmiştim. Tahmin edin ne
oldu? Hergün güneşli ve tek bir bulut olmayan hava durumu ben İzmir’e gittiğim
gün yağmurluydu. Dolayısıyla işim bitince kordonda kızlara laf atmak yerine paşa
paşa havaalanına dönerek dönüş uçağımı bekledim. Olsundu. Uzun süredir istediğim
gibi kahve-kitap ikilisini yaşayamamıştım. Şanslı olduğum nadir anlardan birine
tanıklık ederek güzel bir kahveci buldum ve orada takıldım çocuklar. Gündüz
uçmak mı gece uçmak mı daha mükemmel karar veremedim ama pencere kenarı
koltuklarda oturmadan uçmanın tam bir şanssızlık olduğuna hiç şüphem yok. Hele
ki benim gibi bulut, gökyüzü, uzay, galaksi, hebele hübele manyağıysanız.
*Akşam bir şehir merkezi üzerinden uçmak, uzaklarda dev bir
yılbaşı ağacı görmek gibi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder