25 Ocak 2015 Pazar

otuzüç

Merhaba.

Ben yine uçağa bindim. Uçmak bence dünyanın en güzel hislerinden biri olabilir. Ciddili. Pencere kenarı koltuğa oturmadan uçmanın tam bir şanssızlık olduğuna hala şüphem yok. Çünkü acı bir şekilde tecrübe etmiş bulundum bu kez. :(

Bana yine kararlar, yine yol ayrımları çocuklar..... İzmir'de işe kabul aldım. Ama ne bok yiycem bilmiyorum. Belki de artık şu memur refleksimi bir kenara bırakıp ufak çaplı çılgınlıklar yapma zamanım gelmiştir. Hı? Olabilir mi dersiniz? Ben kararsızlıktan ölmeden birileri üç-beş kopyamı yapsın da her bir muhtemel hayatı deneyeyim. Sonra da beğenmediklerimi çöpe atarız. Olmaz mı? Bence çok güzel fikir.

Sıradaki şarkı gitmek isteyip de gidemediğimiz konserler için gelsin.


13 Ocak 2015 Salı

otuziki



Selam.

Sanırım sonsuz hastalık loopuna girdim, çıkamıyorum. Birileri müsait bir yere break atsın pls. Yazılımcı esprisi hiç komik değil, değil mi? :( Evet, yine hastayım. Üstelik hastalığımın en cafcaflı gününde tam da az önceki tarzanca cümlelerimi andıran yarı Türkçe yarı İngilizce cümlelerle bir sunum yaptım. Herkes çok güzel olduğunu iddia etti ama bence bir iki kişi hariç kimse birşey anlamadı. İşin komik yanı da birsürü değerlendirme formuna eğitim verildiği, hatta eğitimcinin ben olduğumu yazmışlar. Allaaam iş hayatı bazen çok komik olabiliyor gerçekten de.

3 Ocak 2015 Cumartesi

otuz

İşyerinde yılbaşı çekilişi yaptık. İlkokuldan beri böyle bir etkinliğe girişmemiştim sanırım re rö diye çok söylendim, çok dalga geçtim. Ama bu sayede hayatımın ilk kar küresine kavuşacağımı NEREDEN BİLEBİLİRDİM? Bence kar küreleri çok minnak. Christmas temalı bir müzik kutusu da eklemişler alt kısmına. Biraz pembeli filan ama olsun. Pembe sevmeyen insana bile kendini sevdirdi. Hardcorelarıyla bir koleksiyon oluşturacağım birgün.

yirmidokuz



Hiç uzatmadan konuya gireceğim: Yeni yıla evde, ailemle, kucağımda laptopla ve göbeğimi kaşıyarak girdim. Temiz. Bilerek ve isteyerek. Evden dışarı çıkmak şöyle dursun, kafamı pencereden çıkarasım gelmiyor. Mümkünse milyorlarca yastığım, pofuduk yorganım ve yumuş yumuş pijamalarımla yatağımdan çıkmayayım. Tuvalet, yemek vs ihtiyaç durumları hariçasjdkfsk. Ayrıca 2015 ne ya? Birileri şu zamanı durdursun artık. Harika bir yıl filan da değildi. Ayıp olmayacaksa 2015’e kafam girsin, ben girmeyeyim çocuklar. :(






 

yirmisekiz



Hellö.

1 ve 3 yaşımdan sonra ilk kez uçağa bindim. Gülmeyin. 1 ve 3 yaşımdan pek birşey hatırlamadığımı varsayarsak, ilk binişim de diyebiliriz. Hem de tek başıma. Minik bir İzmir turu yapmaya heveslenmiştim. Tahmin edin ne oldu? Hergün güneşli ve tek bir bulut olmayan hava durumu ben İzmir’e gittiğim gün yağmurluydu. Dolayısıyla işim bitince kordonda kızlara laf atmak yerine paşa paşa havaalanına dönerek dönüş uçağımı bekledim. Olsundu. Uzun süredir istediğim gibi kahve-kitap ikilisini yaşayamamıştım. Şanslı olduğum nadir anlardan birine tanıklık ederek güzel bir kahveci buldum ve orada takıldım çocuklar. Gündüz uçmak mı gece uçmak mı daha mükemmel karar veremedim ama pencere kenarı koltuklarda oturmadan uçmanın tam bir şanssızlık olduğuna hiç şüphem yok. Hele ki benim gibi bulut, gökyüzü, uzay, galaksi, hebele hübele manyağıysanız. 

*Akşam bir şehir merkezi üzerinden uçmak, uzaklarda dev bir yılbaşı ağacı görmek gibi.