5 Aralık 2016 Pazartesi

6 Eylül 2016 Salı

altmışdört


Samimi olduğumuz yerlerden kırılıyoruz en çok.
Tuz buz oluyoruz.

8 Ağustos 2016 Pazartesi

altmışiki

Burada altmış ikiden tavşan yapmayı, başımdan geçen komik olayları ya da gördüğüm action dolu rüyaları anlatmayı çok isterdim.
Artık rüya göremiyorum.
Başımdan komik olaylar geçmiyor.
Altmış ikiden tavşan yapabiliyorum. Ama bu hiç bir işe yaramıyor.

Şu an düşündüğüm tek şey var: Sanırım hayatımın bu dönemi film olsa, soundtracki bu şarkı olurdu.
Hüzünlü.
Umutsuz.
Kızgın.
Kırgın.



11 Temmuz 2016 Pazartesi

altmışbir

Saat sabahın dört buçuğu. Herkes uykuda. Ben hariç. Hayat hala beni ne tarafa sürüklemek istediğine karar veremedi. Özlediğim hisler ve kokular var. Unutmak istediğim şeyler. Sabahlara kadar içmek istiyorum. Her şey bir nokta kadar önemsiz olana kadar.

22 Mart 2016 Salı

ellisekiz

Burayı ilk açtığımda çok zayıf hissettiğim bir dönemde içimi dökmüştüm. Bütün ümitsizliğimi, kırgınlığımı, kızgınlığımı, mutsuzluğumu, karamsarlığımı. Sonra birgün, bunların büyük bir kısmını aştığımı düşünerek baştan sona herşeyi sildim. O zayıf dönemin üstüne koca bir perde çekebileceğimi düşünerek yeni ve daha güzel şeylerden bahsetmek istedim. Adını değiştirmedim ki inadına o zamanları ve katettiğim aşamaları hatırlayıp en ufak bir güçsüzlük hissettiğimde tekrar ayağa kalkabileyim. Ama yapamıyorum. Bir süredir yapamıyorum ve artık bunu kendime itiraf etmeye karar verdim. Evet hayat devam ediyor. Ama ben ona yetişmek, eşlik etmek istemiyorum. Tekrar perdelerimi çektim. Bu kez odamın perdelerini. Normalde neredeyse pencerenin yarısından içeri sızan aydınlık odama sızmasın diye iki tarafından sıkı sıkı tutturdum. Ne kadar sürecek bilmiyorum. Ama bir süreliğine o en başta bahsettiğim yorgan altı cenin pozisyonuma geçeceğim. Yeniden doğayım ve bütün perdelerimi yeniden açabileyim diye.

20 Ocak 2016 Çarşamba

ellialtı



Pause.

Yaklaşık yirmi gündür, yirmi iki senedir hayatımı geçirdiğim odayı hatta evi geride bırakıp şehrin bir ucundan başka bir ucuna taşınmış ve alışmaya çalışmış bulunmaktayım. Bulunmaktayız. Taşındık. Bir anda edindiğim kıdemli koli uzmanlığımla şunu söyleyebilirim ki sevseniz de sevmeseniz de yirmi iki seneyi kolilemek hiç kolay bir iş değil. Bir de kolileri boşaltmak kısmı var ki o konuya girmeyi hiç düşünmüyorum.