29 Eylül 2015 Salı

elli

Uyuyamıyorum. Yatağım, yastıklarım ve kurbi ile x, y ve hatta z koordinatlarinda mümkün olabilecek bütün açılari denedim. Yine de uyuyamıyorum. Biraz huzursuz hissediyorum. 9 günlük tatil görünümlü zaman sürecinin son saatleri olduğundan mi gündüz içtiğim bedava kahvelerden mi kendime ayıramadığım zamanlardan mı kaynaklı bilmiyorum. Zamanın hem ışık hızında hem kaplumbağa hızında olmasını anlayamadığımdan mı neredeyim ne yapıyorum nasıl yapıyorum sorularına bilmediğim ama istemediğim cevapları veremediğimden mi bilmiyorum. Neden böyle uzun ve romantik ve karmaşık cümleler kuruyorum bilmiyorum. Karnım acıktı.

20 Eylül 2015 Pazar

kırkdokuz

Yanlış kararlar almada üzerime kimse yok sanırım. Sonuncusunu da iş değişimi ile kanlı canlı tecrübe etmiş bulundum maalesef çocuklar. Kariyer ya da bireysel gelişim adına hiç bir ilerleme katetmiyorum, edemiyorum. Hatta geriye sarıyorum, çünkü işte günboyu yaptığım işler şöyle: haberleri taramak, linkedin, goodreads, mail hesaplarımı kontrol etmek, tekrar haberleri okumak, playtusuna hızlıca göz atmak, bunlardan arta kalan zamanlarımda da ne olduğu anlaşılmayan (güncel mi değil mi editlendi mi kaldırıldı mı bilinmeyen) birtakım döküman çöpüne göz atmak. Ayrıca asosyallikten ölücem. Ve bütün bunların can sıkıcılığından hiç bahsetmiyorum bile. Kendimi sürekli geçmiş ihtimaller, elden kaçmış seçenekleri düşünürken buluyorum. Tam bir Mr. Nobody'yim adeta. Düşünmekten kurtulamıyorum çocuklar. Eski işimden ayrılmasaydım, müdürle yeni bir projeye başlayacaktım ve o sinirimi bozan aptal işe daha az ağırlık verecektim muhtemelen. Ya da en başından bana orada gizliden teklif edilen projedeki düşüncemi çekimser göstermek yerine korkmadan kabul etseydim. Bir insan iş değiştirdikten sonraki ay eski işyeri çalışanlarına yüzde onbeşe varan zam+yeni yıl zammı yapabilir mi çocuklar? Bu ihtimal kaç sizce? Peki benim bu ihtimale dahil olma ihtimalim? Fuck it! Neyse ki şimdiki işimde mutlu olduğum nadir anlardan birisi aybaşları. Bir de 1.5 saat erken biten mesai. Yine de düşünmeden edemiyorum. Orada olsaydım paşalar gibi 14 iş günü yıllık iznimi hak etmiş olacaktım!! WHATEVER. Buradaki müdürüm anlayışlı çıktı da iki güncük izinle şöyle tatlış bir aktiviteye katılıp mini bir tatil yapabildim







9 Eylül 2015 Çarşamba

kırksekiz

Ritmik alkış sesine benzeyen elektronik müzik tempomsu şey bile sevimli geliyor çocuklar. Evet ne dediğimi ben de anlamadım.

6 Eylül 2015 Pazar

kırkyedi

Planlarım var. Ama çabalayacak enerjim yok çocuklar. Sanki bir ruhemici gelmiş de kulağımdan, gözümden hüp diye bütün enerjimi çekmiş gitmiş gibi. Öyle bir yorgunluk. Hem fiziksel, hem ruhsal.

O zaman hergün bir yeni Görkem Han Jr. şarkısı günleri başlasın!


2 Eylül 2015 Çarşamba

kırkaltı

Merhaba.

Uzun zamandır buralara gelip birşeyler anlatmak istiyorum. Ama hem neyi, nasıl anlatacağımı bilemiyorum, hem de başka sebeplerden dolayı zamanım kalmıyor, fırsat bulamıyorum çocuklar. Belki de bahane buluyorum. WHATEVER. Eski işimdeyken yaşamaya nasıl zaman buluyordum acaba? WHATEVER. Zihnim karışık. Dolu. Aslında dolu değil. Emin değilim. Yazmak için yazdığım çok belli oluyor mu?

Sanırım bugün beni buraya önceki postumda hunharca harcadığım Ferit Edgü alıntısı getirdi. Kendimi koskoca kitabı sallamayıp, adeta bir kenara fırlatıp, içinden en alakasız cümleyi cımbızla seçip aşk acısı çeken bir ergenvari şeklinde yazmış gibi hissettim. Durumun hiç de öyle olmadığını belirtmezsem bu gece uyuyamayacaktım herhalde. 

*Uyku ne güzel bir şey.